16 Ocak 1924’de Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın, Atatürk’ün önderliğinde, zor şartlarda kurulmas
ıyla başlatılan çalışmalar o gün için büyük bir devrimdi. Bugün, Türkiye’de spora verilen önem giderek artmaktadır. Ancak yeterli olup olmadığı, tartışmaya açık bir konudur. Son olimpiyat oyunlarında ülke olarak yaşadıklarımız da bunun bir göstergesi oldu.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün Ekim 2008  verilerine göre; Türkiye’de, lisanslı 1.427.953 sporcu bulunmaktadır. Bu sporcuların da ancak 200.418’i faal  durumdadır (1). 70 küsur milyonluk bir ülkede, bu istatistikî veriler düşündürücü…

İnsanın fizyolojik, psikolojik ve sosyal bir varlık olduğunu biliyoruz... Bu üç öğe ayrı ayrı değerlendirilebilir ancak birbirlerinden ayrılamaz. Birinin yokluğu diğerlerini etkiler ve düzgün çalışmalarını engeller.

Bir düşünün… Sağlam bir psikolojiye sahipsiniz, sosyal bir insansınız ancak fizyolojik olarak çok kötü durumdasınız… Kendinizi sürekli telkin ediyorsunuz… Kendinize olumlu güdülemede (motivasyon) bulunuyorsunuz… Arkadaşlarınızdan destek alıyorsunuz… Ancak bir türlü fizyolojik durumunuz iyileşmiyor. Sizce sağlam olan psikolojiniz ve sosyal çevreniz sizi nereye kadar götürebilir. Ya da tam tersini düşünelim. Sağlam bir fizyolojiye sahipsiniz, sosyal bir insansınız fakat psikolojik olarak iyi değilsiniz. Durumunuzu düzeltmek için bir takım ilaçlar kullanıyorsunuz. Ancak bir türlü psikolojiniz düzelmiyor. Sizce sağlam olan fizyolojiniz ve sosyal çevreniz sizi nereye kadar götürebilir. Bu üç öğenin de birlikte uyum içinde olması insan rahatlatır, hayata daha olumlu baktırır.

Doğumda, ortalama, 3.5 kilo ve 50 cm olan bir kız çocuğu 13 yaşına geldiğinde 50 kilo ve 155 cm olur. Bu da insanoğlunun nasıl bir fiziksel gelişim kat ettiğinin göstergesidir. İnsan doğumundan başlayarak nesneleri tutar, emekler, yürür, koşar, zıplar, atlar… Okul dönemi başladığında çocuk, birçok deneyim yaşar. Fiziksel hareketler, oyun ve spor çalışmaları çocukların hayatındaki gelişme sürecinde önemli rol oynar. Fiziksel kontrollerini sağladıkça, kendilerini başarılı bularak, güven duyarlar. Çocukların oynamak için bir sebebe ihtiyacı yoktur. Çünkü bunun için gereken güdü çocukta vardır. Bu nedenle birçok çocuğun en sevdiği ders Beden Eğitimi değil midir?

Sporun; kalp-damar sisteminden, hipertansiyona, kas sisteminden, insanın dış görüntüsüne ve daha birçok şeye yararı vardır. Özellikle çocukların fiziksel gelişimlerinin yanında psikolojilerinin düzelmesine de birçok etkisi vardır. Örneğin; içine kapanık çocukların kendini ifade etmesine, benmerkezci çocukların paylaşmayı öğrenmelerine, ergenlik döneminde kötü alışkanlıklardan uzak durmalarına kadar birçok olumlu katkısı vardır. Bunları göz ardı etmeden çocuklarımızı daha çok spor yapmaya teşvik etmeliyiz. Ben de ihtiyaç duyduğumda danışanlarıma, sporu önermekteyim.