Sınav kaygısı ile ilgili bir tanım yapmak için öncelikle kaygı’nın anlamına bakmak gerekir. Kaygı, “üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle kaygıyı, olumsuz bir şey olarak değerlendirebiliriz.
Kaygı her ne kadar kötü bir kavram gibi gelse de yeteri kadar olanı aslında iyi bir şeydir… Yeterli miktardaki kaygı; kişiyi hayata bağlar, yaşamasına ve başarılı olmasına yardımcı olur.
Kaygı için “sevilen bir tabak yemeğe benzer” derler. Bizim için bir-iki tabağı anlamlı ve güzelken, dört-beş tabağı anlamsız ve mide bulandırıcıdır.
Sınav kavramı ise kişiden kişiye değişir. Genel anlamda, bizim bilgimizi test ettiğinden, sınava karşı yaklaşımımız temkinlidir. Bazı sınavlar çok zor gelirken, bazıları da çok kolay gelmektedir. Zorluk ya da kolaylık kişiye, ilgi ve yeteneklere göre değişmektedir. Kimi matematikte çok zorlanırken kimi de sosyal bilgilerde zorlanmaktadır. Kimi sınavlarda heyecanlanırken kimi de sakin kalabilmektedir.
Kişinin sınav karşısında yaşadığı düşünce ve duygular sonucu, gerçek performansını yansıtamadığı durumlara ise “sınav kaygısı” denir.
Sınav kaygısı aslında, sınava giren her kişide bulunması gereken, onu sınavda canlı tutan, sınava hazırlayan, sınavının iyi geçmesini sağlayan bir durumdur. Hiç kaygı duymayan bir kişi ise sınava çalışmaz ve sınavı önemsemez. Bu durumda ne kadar başarılı olacağı tartışılır.
Sınav kaygısı diye tanımlanan; gerçekte iyi olan, başarıyı arttıran, motive eden kaygı değildir. Tam tersine bildiğini unutturan, aşırı heyecanlandıran, ders çalışmayı bıraktıran veya erteleten olumsuz bir durumdur.
Böyle bir durumda; kişi başarısız oldukça başarısızlığa olan inancı artar… Her girdiği sınavda kaygılanıp eli ayağına dolaşır… Sınavdan önce, sınavı yaşar… Hatta sadece sınavı düşündüğü anda bile aşırı kaygı yaşar… Bu durum eğer çözüme ulaşmazsa kısır bir döngüyle devam eder.
Aşırı sınav kaygısı yaşayan bir kişide birtakım belirtiler olur. Bunlar;
Yukarıda bahsedilen belirtilerle karşılaşıldığında ciddiye alınmalı ve bir an önce bu durumu çözüme ulaştırmak için önlemler alınmalıdır.
Pratik olarak birkaç öneri vermek gerekirse;
*Sınava bir gün kala değil, planlı bir çalışma alışkanlığı kazanarak daha önceden hazırlanmak,
*Beslenme düzenine dikkat etmek,
*Uykuya dikkat etmek,
*Yaşanan fizyolojik belirtileri anlayabilmek, bunları gidermek için gevşeme/nefes egzersizleri yapmak ve en önemlisi
*Sınav kavramı ile ilgili sahip olunan olumsuz düşünce sistemini değiştirmek gerekmektedir.
“Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün gülistan olursun, diken düşünürsün dikenlik olursun.” Mevlana’nın bu sözünden hareketle sahip olunan olumsuz düşünce sistemini değiştirmek çok önemlidir. Düşünceler değişmediği sürece duygu ve davranışları değiştirmek mümkün değildir.