Yazılar

Uçak Fobisi




Şafak UzunUçak, hayatı kolaylaştıran, zaman kazandıran, keyifli olabilen ve  yeryüzünün kuşbakışı görüldüğü yolculuk olmakla birlikte kaza ihtimalinin en düşük olduğu bir yolculuktur. Bunun kanıtlarından biri de uçak kazası raporu adlı programın girişinde söylenilen “dünyada her yıl eşekler tarafından öldürülen insanların sayısı, uçak kazalarında ölenlerin sayısından fazladır” cümlesidir. Bu durumda gerçekten de dünyadaki en güvenli yolculuk türü olarak düşünebiliriz.

Programı izleyenlere, acaba benim bineceğim uçakta olur mu dedirten, 38.000 feet yerine yanlışlıkla 37.000 feette giden uçağın karşı yönden gelen uçakla havada çarpışması sonucu, pistte bulunan 5 cm demir levhanın uçak tekerini patlatması sonucu, yanlış bagaj tasarımından dolayı, maliyetleri azaltmak için standartlara uygun yapılmayan bakımlar sonucu, pilotaj ve insan hatalarından kaynaklı düşen ve daha birçok uçak kazası…
Bu açıdan baktığınızda uçak oldukça tehlikelidir. Yine de her gün dünyada 3 milyona yakın insanın uçakla yolculuk ettiği tahmin ediliyor ve insanlar uçak yolculuklarını tercih ediyorlar. Düşme ihtimali 11 milyonda bir olmasına rağmen, uçağa binmek bazı insanlar için mümkün değildir. Bu insanlar, 1 saat uçakta olmaktansa 10 saat araba/otobüs yolculuğu yapmayı tercih etmektedirler. Uçağa binmek bana göre değil ayağım yere basmalı anlayışı, kişiyi rahatlatan onu stresten uzak tutan bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkmaktadır.


Bazı kişiler de uçağa binmekte ancak çok korkmaktadırlar. Bu korku; uçak kalkarken, havadayken yada inerken olabilir. Bazen de tüm uçuş süresi boyunca… Hatta bilet alınan an bile korkunun başlangıcı olabilmektedir. Başlangıcı belli olan korku, uçağın tekerleklerinin yere değip durmasıyla ortadan kaybolur. Korkulan başa gelmez ve kişi derin bir nefes alıp eğer arabada olsaydım tarzı hesaba koyulur.

Korku yerini rahatlamaya bırakır. Düşünce ve duygularla gerilen kaslar rahatlar, vücut normal işleyişine geri döner. Aslında uçak korkulacak bir şey değildir. Uçak sadece bir araçtır. Bizi bir yerden diğer bir yere götüren bir araç. Tıpkı insanlık için yapılan diğer binlercesi gibi…

Tıpkı asansörden değil de iki kat arasında kimsenin ona yardım edemeyip kapalı ortamda kalma düşüncesinden korkulduğu gibi temelde hiç kimse araç olan uçaktan korkmaz. Asıl korkulan şey uçağın kaza yapacağı düşüncesidir. Korkuyu yaratan düşünce ve duygular, uçağın düşerek kişinin kendi ölümünü direk görmesini engellediğinden somut olan uçağa tüm kötülükler yüklenir ve korkulan araç haline gelir.

uçak korkusuGerçekte uçak kazalarında canlı kalma ihtimali çok çok çok zayıf olduğundan, insanı asıl korkutan uçmak değil ölüm korkusudur. Başka bir deyişle, göklere çıkacağı, varoluşunun son bulacağı veya başka bir form alacağı düşünceleridir. 

Öleceğini bilen tüm canlıların ölümü görmezden gelme eğilimleri ve yaşama sıkı sıkıya bağlılıkları sonucu uçak yada uçuş korkusu kişinin hayatındaki yerini alır. Aslında uçak
sadece bir araçtır. Hem de inanılmaz teknoloji ile dolu bir araç. Dolayısıyla yıllardır edinilen bilgi ve deneyim ışığında
geliştirilip hizmete sunulan bir aracı düşürüp kendi ölümünü yazan insan, onu havada tutup yaşamını da yazabilir.