Yazılar

Terör ve Çocuk


Yaşanan terör olayları bundan haberdar olan herkesi etkilemektedir. Yetişkin olanlar kendi dünya görüşlerine göre olayları yorumlamakta ve buna göre yaşamlarını sürdürmektedirler. Ancak yaşadığı çevreyi ve insanları tanımakta olan çocuk için durum farklıdır. Diğer tüm kavramlarda olduğu gibi terör de çocuklara anlatması gereken bir durumdur. Hele de son zamanlarda çok kısa aralıklarla yaşanan olaylar bu durumun ciddiyetini arttırmaktadır.

Çocuklara açıklama yaparken dikkat edilmesi gereken bazı noktalara değinmek isterim. Öncelikle ebeveynlerin ya da çocuğun etrafında olan kişilerin teröre bakış açılarını ele almak gerekir. Yetişkinler öncelikle kendi yaşadığı duygu, düşünce ve davranışları ele almalıdır. Kendi farkındalıklarını yaşamalılar ki bunu sağlıklı bir biçimde çocuklarına aktarabilsinler.

Çocuklara konuşma kısmına gelince önce ne bildikleri öğrenilmelidir. “Bomba patlamış” diyen bir çocuğa “sana göre bombanın patlaması ne demek” diye sorulabilir. Belki de sizin düşündüğünüz değil de izlediği çizgi filmde patlayan bombayı anlatmak istemiş olabilir.

Yapılan açıklamalar gereksiz ayrıntıları barındırmadan, net ve çocuk tarafından anlaşılır olmalıdır. “Bomba nasıl bir şey?” dediğinde “içi patlayıcı, yıkıcı, yakıcı ve yanıcı maddelerle doldurulmuş, genellikle madeni küre biçiminde, türlü büyüklükte, bir ateşleme düzeneği bulunan, canlı ve cansız hedeflere atılan, patlayıcı, ateşli silah” demek yerine sadece “patlayan bir şey” diyebilirsiniz. Çocuk daha da ileri gitmek isteyebilir. “Patlayan şey ne demek?” gibi, bunun üzerine patlama eyleminden yola çıkıp “ses çıkarma” diyebilirsiniz.

Şiddet, doğumdan ölene kadar farklı şekillerde insan karşına çıkmaktadır. Bugün televizyonda, gazetede, internette, çizgi filmlerde, süper kahramanlarda şiddet vardır. İster istemez hayatımızın içindedir. Mümkün olduğunca çocukları bu haber ve görüntülerden uzak tutmakta fayda vardır.

Ebeveynin yaşadığı kaygılar çocuklara geçer. Bir anne yada baba köpekten korkarsa muhtemelen çocuk da büyürken köpekten korkacaktır. Önce ebeveyn olarak bizler yaşadığımız kaygı ve korkularla baş etmesini öğrenmeliyiz ki çocuklarımıza örnek olalım. Korku ve kaygımızı saklamaya çalışmak çocuklarımıza yalan söylemek anlamına geleceği için “korkuyorum anne” dediğinde gönül rahatlığı ile “ben de korkuyorum, ama konuşursak iyi gelir” diyerek ona güvende olduğunu sarılarak hissettirebilirsiniz. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, sevgi, saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı gelir. Güvende hissetmeyen birey sevemez, saygı duyamaz.

Doğa bazı bölgelerde bazı canlılara cömert davranırken bazen de oldukça cimri davranabilmektedir. Şu an yaşanan duygu, düşünce ve davranışlar bu coğrafyada binlerce yıldır yaşanan şiddeti, buluşları, zenginlikleri, felsefesi ile de yakından ilgilidir.

Varoluşumuzun devamı niteliğindeki çocuklarımızın bizden daha mutlu günler yaşaması dileklerimle…